Kurban Bayramı'nda KİST HİDATİK hastalığına dikkat
13 Haziran 2024


Kurban bayramı sebebiyle, sizlere ülkemizde yaygın bir sorun olan “Hidatik Kist” hastalığından söz etmek istiyoruz.

Hidatik kist hastalığı, halk arasında “köpek kılından bulaşan hastalık” olarak da bilinir. Bu isim hastalık nedeni olan solucanın (yani parazitin) köpek barsağında yaşaması ve köpekler tarafından bulaştırılmasından dolayı verilmiştir. Parazitin adı bilim dilinde Echinococcus granulosus ’dur. Köpekler bu parazit yumurtalarını dışkı ile doğaya bırakırlar. Bu parazit yumurtaları çevreye yayılarak insan yiyecek ve içeceklerine bulaşabilir. İnsanlar hastalığı çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış kirlenmiş meyve-sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. Özellikle kurban bayramlarında kesilen hayvanların hastalıklı doku ve organlarının çevreye atılması hidatik kist hastalığı açısından risk oluşturur.

Bu yumurtalar otlara bulaştığında, yiyen besi hayvanlarının (sığır, koyun, keçi) karaciğer, akciğer ve dalaklarında sulu kistler oluşturur. Hastalıklı hayvanların sakatatlarını yiyen köpeklerde de bu parazit çoğalmakta ve daha çok yumurtayı dışkısı ile doğaya bırakmaktadır. Köpekler paraziti bu sulu keseleri yiyerek alırlar.

Köpek dışkısının değdiği yerlerde oyun oynayan çocuklar veya hastalıklı köpeği seven insanların ellerine bu yumurtalar bulaşır. O eller yıkanmadan, herhangi bir şey yendiğinde o çocuk veya büyüklerin karaciğer, akciğer başta olmak üzere pek çok organında sulu kist hastalığı gelişir.

Özetle, bu parazit köpek, sığır, keçi,  koyunlar arasında bir bulaşma döngüsü gerçekleştirmekte, insan ise hastalıklı hayvanlarla temas ederek veya parazitin bulaştığı yiyeceklerle, bu döngüye katılmaktadır.

Avrupa ve Amerika’da hiç görülmeyen bu hastalık ülkemizde ise çok yaygındır. Her yıl binlerce insanımız bu hastalık nedeniyle ameliyat olmakta, aylarca ilaç kullanmak zorunda kalmakta, hatta ölmektedir. Ülkemizde her bölgede görülmesine rağmen en sık Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgeleri’nde gözlenir.

Sindirim yoluyla alınan yumurta ince barsakta barsak duvarına oradan dolaşımla karaciğere ulaşır ve en sık yerleşim yeri burasıdır. Kan dolaşımına giren yumurtalar akciğer ve diğer organlara da ulaşabilir, yerleşebilir. Yerleştiği organda kist oluştururlar. Hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar.

Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirtiler görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi, kist sıvısı ve zarların öksürükle atılması ve göğüs ağrısı olabilir. Kafa içi tutulumlarda baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. Kalp tutulumunda kalp ritm bozuklukları, kalp krizi bulguları, hatta kalp duvarında yırtılma olabilir. Kemik tutulumlarında kırıklar olabilir. Kist patladığında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir ve hayati risk olabilir.

Hastalığın tanısında kan testleri ve radyolojik incelemeler (özellikle bilgisayarlı tomografi ve ultrasonografi) yapılır. Tedavide kistin cerrahi olarak çıkarılması ve/veya ilaç tedavileri uygulanır.

Bu hastalıklardan korunmak için dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:

  • Köpeklere mümkün olduğu kadar çiğ et ve salam gibi ürünler verilmemelidir.
  • Kişisel temizlik kurallarına dikkat edilmeli, içme ve kullanma suları temiz olmalı, kaynağı bilinmeyen sular içilmemeli, çiğ yenen sebze ve meyveler bol su ile iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir.
  • Kurbanlık olarak sadece, veteriner kontrolünden geçmiş sağlıklı hayvanlar satın alınmalıdır.
  • Mezbahalar mümkün olduğu kadar yerleşim yerlerine uzakta kurulmalı ve çevresi köpeklerin giremeyeceği şekilde duvar ya da tel örgü ile çevrilmelidir.
  • Kesimler mutlaka veteriner hekim denetiminde ve şartlara uygun hazırlanmış yerlerde yapılmalı, kaçak kesimler ve sokaklarda hayvan kesimleri önlenmelidir.
  • Kurban Bayramında kesilen hayvanların kistli ve hastalıklı olan sakatatları ve barsak, tırnak gibi kullanılmayacak olan kısımları açıkta bırakılmamalı, bunları etrafta dolaşan kedi, köpek gibi hayvanların yemelerine izin verilmemeli ve bu maddeleri kedi köpek gibi hayvanların kolaylıkla eşeleyip çıkaramayacağı şekilde toprağı derince kazarak en az 1 metre derinlikteki çukurlara gömülmelidir. Ayrıca kesim sonrası kalan kistli organ atıkları fırınlarda yakılarak imha edilebilirler.
  • Çeşitli etkinliklerle halk hastalık konusunda bilinçlendirilmelidir.
  • Evcil köpeklerin her 2 ayda bir kist hidatik dahil barsak parazitleri için ilaç alması sağlanmalıdır.